Ürolojik Laparoskopik Cerrahinin Avantajları
Bugün ürolojinin en önemli ameliyatlarında laparoskopik cerrahiyi sıklıkla kullanıyor ve altın standart olarak kabul ediyoruz. Laparoskopik cerrahi uzun bir eğitim ve deneyim sonucu usta ellerde oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.
Yüksek Çözünürlük ve Netlik İmkanı
Laparoskopik cerrahinin bize kazandırdığı en büyük imkan organı büyüterek en ince ayrıntısına kadar görebilmektir. Bu da bize çok önemli iki avantaj sağlar. İlki kanserli dokunun vücuttan tamamen, geride bir tümör hücresi bırakmadan çıkarılmasıdır. İkincisi ise komşu dokulara zarar verme riskinin en aza inmesidir.
Örneğin, prostat idrar tutabilmeyi sağlayan kas dokularına oldukça yakındır. Laparoskopik prostat ameliyatlarında organ daha net ve büyük göründüğü için bu dokulara zarar verme riski azalmaktadır.
Başka bir örnek de böbrek kanseri ameliyatı için geçerlidir. Böbrek yapısal olarak basit bir organ olmasına karşın kanamaya oldukça elverişlidir. Açık böbrek kanseri ameliyatlarında bu kanama ciddi bir risktir. Ancak laparoskopik cerrahide böbreğe bağlanan damarlar ve böbrek dokusu daha büyük göründüğü için bu risk minimize edilmektedir.
Ameliyattan Sonra Daha Az Ağrı – Laparoskopik Cerrahinin Avantajları
Bilindiği gibi açık cerrahi ameliyatlar büyük kesiler ile yapılır. Bu büyük kesilerin tamamen iyileşmesi zaman alır ve bu da hastanın postop (ameliyat sonrası) dönemde daha uzun ve yoğun ağrı duymasına neden olur. Bu ağrılar nihayetinde geçer ancak bu süre zarfında hastanın hayat kalitesi olumsuz yönde etkilenir. İşinden ve uğraşlarından uzak kalır. Fakat laparoskopik cerrahi ameliyatlarda kesi yerleri nohut tanesi kadar küçüktür.
Basit bir mantıkla bile küçük yaraların büyük olanlardan daha rahat ve hızlı iyileşeceğini söylemek mümkündür. Bu hızlı iyileşme ile birlikte hasta günlük yaşantısına, işine ve sosyal hayatına daha hızlı dönebilir.
Cinsel Fonksiyonlara Daha Az Zarar Riski
Özellikle prostat kanseri cerrahisinde hastaları en çok kaygılandıran konulardan biri cinsel fonksiyonların zarar görüp görmeyeceğidir. Çünkü prostat sertleşmeyi mümkün kılan sinir dokularına komşu bir organdır. Bu yüzden ameliyat esnasında bu dokulara zarar vermemek oldukça önemlidir. Açık cerrahi ile yapılan prostat ameliyatlarının zorluğu bu riski artırmaktadır. Çünkü prostat kolayca ulaşılabilen bir konumda değildir. Üriner sistemin son kısmına yakın, mesane ve üretranın arasına yerleşmiş bir organdır. Bu yüzden ameliyat esnasında prostata ulaşabilmek için göbekten penis köküne dek yaklaşık 12 cm boyutunda bir kesi açmak gerekir. Laparoskopik cerrahide ise vücutta açılan küçük delikler sayesinde doğrudan prostata ulaşılır. Prostat monitörde 10 kat daha büyük görülür. Sertleşmeye olanak tanıyan dokulara müdahale etmeden tümörlü hücre vücuttan çıkarılabilir.
Günümüze laparoskopik cerrahiyi en sık kullandığımız ürolojik ameliyatlar radikal prostatektomi dediğimiz prostat kanseri ameliyatlarıdır.
Ameliyat Sonrasında Cerrahi Nedenli Bir Problemin Oluşma Riski Düşüktür
Hastalarda uygulanan cerrahi tekniğe bağlı farklı problemler ortaya çıkabilir. Açık cerrahi sonrası hastalarda, kesi yerinde fıtık oluşması, idrar tutamama, sertleşme sorunları, üretra darlığı gelişebilir. Nihayetinde de hasta tekrar bir tedaviye ihtiyaç duyar. Tüm bu riskler laparoskopik cerrahide daha düşük seviyededir.
Yara İzi Kalmaz – Laparoskopik Cerrahinin Avantajları
Açık ameliyatları yapmak için hastanın vücudunda en az 10 cm boyutunda bir kesi açmak gerekir. Bu kesiler tamamen iyileşse de kozmetik açıdan bir yara izi vücutta kalabilir. Ürolojik cerrahiye ihtiyaç duyan hastaların çoğunlukla geç yaşlarda erkek bireylerin olması laparoskopinin bu becerisini geri plana atsa da vücutta yara izi kalmaması psikolojik açıdan oldukça kıymetlidir. Ayrıca böbrek kisti ve UPJ darlığı gibi hastalıklar daha genç bireyleri de etkileyebilmekte ve cerrahi müdahale gerektirebilmektedir.
Sosyal ve Ruhsal İyilik Hali
Yukarıda belirttiğimiz tüm avantajlar bizi farklı bir sonuca daha ulaştırır. Bilindiği gibi sağlık sadece fiziksel değil aynı zamanda sosyal ve ruhsal olarak da iyi olma halidir. Hastaneden evine daha erken dönen, ameliyatın etkisinden daha çabuk çıkan, yaraları daha kolay iyileşen, iki hafta boyunca sonda takmak zorunda kalmayan, vücudunda yara izi görmeyen, ailesine, işine ve arkadaşlarına daha hızlı dönen bir hasta doğal olarak kendisini daha iyi ve mutlu hisseder.