Kadınlarda sıklıkla görülen idrar kaçırmanın nedenleri nelerdir?
Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda görülen idrar kaçırmanın çeşitlerine göre nedenlerini sıralayabiliriz. Zor doğumlar ve fazla sayıda doğumlar idrar yolunun son bölümü olan üretranın dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu denge bozulduğu zaman, mesane yani idrar kesesi kasılıp idrarı dışarı atmak isterken, son idrar yolu yani üretra, dengeli ve stabil ise idrarı tutabiliyor ama oynak hale gelmişse hasta idrarını kaçırmaktadır.
Öksürürken, hapşırırken, yataktan doğrulurken, eline ağır bir şey alırken idrar kaçırma meydana gelmektedir. Vajinal muayene ile bu hastalara kolaylıkla teşhis koyabiliyoruz. Bu muayenede mesanenin dolu olması gerekiyor.
Vajinal muayenede karın içi basıncını attıracak öksürme, hapşırma, ıkınma gibi her türlü manevrayla hasta idrarını kaçırıyorsa ve üretranın oynak olduğunu görürsek, tanıyı koyuyoruz ve stres inkontinans olarak adlandırıyoruz. Basit bir ameliyatla idrar yolunun altına hamak tarzı bir şey yerleştiriyoruz. Tamamen vajinal bir ameliyat. Yani yara vs. olmamakta ve yüzde 100 oranında başarı sağlanmaktadır.
Bir diğer idrar kaçırma türü özellikle belli yaşın üzerinde kadınlarda ve menopoz sonrası olmaktadır. Bu tür idrar kaçırma; eğer altında yatan başka bir sebep yoksa, idrarın geldiğini anlayıp yetiştirememe tarzında olmaktadır. Buna da aşırı aktif mesane denilmektedir. Ve bu teşhisi koymak için başka olabilecek nedenler ekarte edilmektedir. Yani hastada bir omurilik ya da beyin problemi olup olmadığı araştırılmaktadır. Eğer bir sebep bulunumazsa (ki çoğunlukla bulunamamaktadır) aşırı aktif mesane tanısı konulmaktadır ve ilaçla tedavi etmeye başlanmaktadır. Eğer hasta ilaçlara direnirse ve bu tarz idrar kaçırma kasların hayat kalitesini ciddi şekilde bozarsa o zaman idrar kesesine botoks uygulanmaktadır. İdrar kesesinin bir duvarını bırakarak diğer duvarları felç edilmektedir. Bu da aşağı yukarı 1 yıl kadar hastaya büyük kolaylık sağlamaktadır.
Bunun dışında anomalilerden ya da özellikle kadın doğum ameliyatlarından sonra idrar yolunun yaralanması ile mesaneden çıkan idrarın, idrar yolu yerine vajinaya akması sonucu meydana gelen idrar kaçırmalar da olmaktadır. Buna fistül denilmektedir. İdrar vajinaya akınca doğal olarak hayat kalitesini son derece bozmakta, enfeksiyon ve koku oluşturmaktadır. Bu durumda olan hastaları da cerrahi müdahale ile bir takım yamalar yapılarak, yüzde 100 başarıyla düzeltilmektedir. Bunların dışında daha az rastlanılan, çocukluk çağı hastalığı olan anomaliler vardır. Bu hastalarda, böbreken çıkan idrar yolunun mesaneye açılması gerekirken örneğin vajinaya açılmaktadır. Ebeveynler ise bunu idrar kaçırma zannetmektedir. Bu vakalarda da, idrar yolunun yeri ameliyatla değiştirilerek tedavi edilebilmektedir.
Önceden alınabilecek önlemler var mıdır?
Doğru spor çok önemlidir. Pelvis dediğimiz leğen kemikleri arasında kalan boşluklar vardır. O pelvis kaslarını güçlendirmek gerekir. Fizik tedavi uzmanlarının önerdiği birtakım egzersizler vardır onları da belli bir yaştan sonra yapmak gerekir Çünkü östrojen kaybıyla beraber menopozdan sonra kas zaafiyeti ve vajina kuruluğu başlamaktadır. Vajina kuruyunca da dengesini kaybetmektedir. Sonuçta ameliyatla ya da botoksla düzeltilmesi gerekir.
Başka hastalıklar idrar kaçırmaya yol açabilir mi?
Nörolojik hastalıklar idrar kaçırmaya yol açabilir. Örneğin, MS hastalığında bazen ilk belirti idrarını yetiştirememektir. Bu konuda özellikle genç hastalarda nörolojik bir hastalık ekarte edilmekte ve eğer problem yoksa tedavi başlanmaktadır.
İdrar kaçırma için tedavi alternatifleri
Toplumumuzda kadınların %30-35 kadarını etkileyen idrar kaçırma sorunu yaşlanmanın bir parçası olarak görülmektedir. Birçok kadın tarafından bu durum normal karşılanır ve beraber yaşama öğrenilmeye çalışılır. Oysaki idrar kaçırma yaşlanmanın bir parçası değildir, tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalıktır.
Günümüzde modern tıptaki ilerlemeler sayesinde bu önemli hastalığı tedavisini mümkün olmuştur. Çok başarılı sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Her yaştan kadını etkileyen bu sorun kendini fiziksel aktiviteler sırasında idrar kaçırma, ani sıkışmalar nedeniyle tuvalete yetişememe, çok sık idrar yapma yada geceleri idrar yapmak nedeniyle sık sık uyanma şeklinde gösterilebilir.
İdrar kaçırmanın en önemli iki tipine ışık tutmak gerekirse bunlar;
- Stres tip idrar kaçırma
- Sıkışma (urge) tipi idrar kaçırma
Stres ve sıkışma tipi idrar inkontinansı için tedaviler
Aşağıdaki tedavi yöntemleri stres ve sıkışma tipi idrar kaçıran kadınlarda tedaviye yardımcı olabilir.
Sıvı alımının düzenlenmesi
Doktorlar hastalara sıklıkla bol sıvı alımının gerekli olduğunu söyler. Günlük sağlıklı bir yaşam için önerilen sıvı alımı miktarı 1-1,5 lt ekstra sıvı içme şeklinde olmalıdır. Bunun dışında yiyeceklerle ve meyvelerle alınan sıvılarda hesaplandığında günlük 1-5, 2 lt civarında sıvı alımı sağlıklı bir bünyeye sahip olmak için oldukça yeterlidir.
İdrar kaçırma hastalığından şikâyetçi olan insanlarda bu miktarlar biraz daha aşağı çekilebilir. Yiyeceklere ek olarak alınacak sıvı miktarı günlük 1 lt civarında sınırlandırılabilir. Burada içilen sıvının da belirli saat aralıklarına bölünerek gün içerisinde eşit miktarlarda az az içilmesi birdenbire yoğun sıvı alımının önüne geçilmesi idrar kontrolünü daha rahat hale getirecektir.
Geceleri sık idrara kalkma ve geceleri idrar kaçırma şikâyeti olan hastalarda yatağa gitmeden 3-4 saat önce sıvı alımının durdurulması faydalı olacaktır.
Eşlik eden diğer hastalıkların tedavisi
Bazı hastalıklar idrar kaçırma şikâyetlerini arttırabilir. Böyle hastalıkların tedavi edilmesi de idrar kaçırma miktarını azaltacaktır. Bunlardan bazıları;
- Diüretik alımını düzenlemek: Vücutta su toplanmasının fazla olduğu hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi hastalıklarda diüretik kullanmak gerekli olabilir. Böyle ilaçların kullanımının ev dışında uzun vakit geçirileceği zamanlar yerine, ev ortamında bulunulacağı zamanlara ayarlanması idrar kontrolü açısından faydalı olabilir.
- Ayaklarda şişme, ödem gibi durumlarda varis çorapları giymek, ayakların yüksekte tutulması ayaklarda birikecek sıvının azalmasına neden olur. Böylece bu sıvıdan atmak için diüretik kullanımı ve fazla miktarda idrar oluşması engellenir.
- Doktorunuzla kullandığınız ilaçların idrar söktürücü etkilerinin olup olmadığını konuşmak faydalı olabilir.
- Şeker hastalığı olanlarda kan ve şeker seviyesinin yüksek olduğu durumlarda idrar miktarı artacak, buna bağlı olarak su içme ve sonuç olarak aşırı idrar yapma ve idrar inkontinası (idrar kaçırma) riskini arttıracaktır. Şeker miktarının düzelmesi, idrar kaçırmanın tedavisinde etkili olacaktır.
- Obez ya da kilolu hastalarda kiloların verilmesi idrar kaçırma miktarını azaltacaktır.
- Tuvalet eğitiminde 1. Basamak tuvalete gidiş zaman aralıklarını uzatmaya çalışmaktır.
- Hastalar genellikle her yarım saatte bir tuvalete gittiklerini söylerler. Böyle bir durumda biz hastalara idrar günlüğü oluşturmalarını yani idrara çıkış saatlerini kaydetmelerini öneriyoruz. Hastalarımızdan 1 saatten önce tuvalete gitmemelerini ve gittikleri saatleri kaydetmelerini istiyoruz. Birçok hasta hızla önce 1 saat aralıklarla gitmeye ve daha sonra da yavaş yavaş bu aralıkları arttırarak daha uzun vakitlerde tuvalete gitmeyi başarabilmektedir.
- Tuvalet aralıklarını uzatma çalışmaları sırada hastada ani idrar sıkışması ve aşırı idrara çıkma isteği olduğunda hastaya oturuyorsa oturduğu yerden kalkma, ya da hareket etme, değişik hareketler yapma, pelvik kaslarını çalıştırma (Kegel) egzersizleri yapma ve zihninde bu aşırı isteğin yavaş yavaş yok olacağını düşünme gibi egzersizler öneriyoruz.
- 1-2 hafta sonra hastalara tuvalete gidiş zaman aralıklarını 15 ya da 30 dakika arttırmalarını ve 1,5 saatte bir tuvalete gitmelerini öneriyoruz.
- Böylece yavaş yavaş hastaların tuvalete gitme sıklığını azaltmayı amaçlıyoruz. Normal bir insanda gündüz uyanıkken 3-4 saatte tuvalete gitme ve geceleri tuvalet için uyanmama ideal olanıdır. Daha yaşlı insanlarda bu sürelerin biraz daha kısalması ve geceleri 1 kez tuvalete kalkmak normal olarak kabul edilmektedir.
- Aşırı aktif mesane ve sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde kullanılan yukarıdaki ilaçlar çeşitli yan etkilere sahiptir. En sık görülen yan etkiler, ağızda kuruluk, kabızlık ve midede yanma şeklindedir.
- Bu ilaçları 6 aydan uzun süre kullanan hastalarda diş bakımı önemlidir. Uzun süre kuru kalan ağızlarda dişlerde önemli problemler meydana gelebilir.
- Mesaneyi gevşetme özelliği olan bu ilaçların kullanılması düşük de olsa idrar retansiyonu (idrar yapamama) riskine sahiptir. Özellikle yaşlı hastalar mesanenin tam boşalıp boşalmadığına dikkat edilerek tedaviye alınmalıdır.
- Bazı ilaçlar kalp atım hızını arttırarak (dakikada yaklaşık 5 atım) uzun vadede kalp hastalıklara yakalanma riskini arttırabilmektedir. Genç hastalarda ilaç kullanımı sırasında bu konuya dikkat edilmesi gerekir.
- Yaşlı hastalarda merkezi sinir sistemi üzerinde etkileşimleri daha fazla olan ilaçlar daha dikkatli kullanılmalıdır.
Sıkışma tipi idrar kaçırma ve aşırı aktif mesane de tedaviler
Mesane irritanları
İdrar kaçırma problemi ile karşı karşıya olan insanlar dikkat ettiklerinde bazı yiyecek ve içeceklerin idrara gitme sıklıklarını arttırdığını tespit edebilirler. Sıklıkla kafein içeren kahve ve sodalar, alkol, baharatlı yiyecekler, asidik yiyecekler ve içecekler, suni tatlandırıcılar bu tip etkilere sahiptir. Böyle durumlarda bu gıdaların azaltılmasının yada tamamen kesilmesinin denenmesi ve olumsuz etkisinin olup olmadığının anlaşılması önerilir.
Mesane eğitimi
Sık sık idrara sıkışmak hayat kalitesini olumsuz yönde çok etkileyen bir durumdur. Mesane eğitimi ile amaçlanan idrarı daha çok depolamak ve tuvalete gidiş sıklıklarını azaltmaktır. Mesane eğitimi iki bölümden oluşur.
Bunlardan ilki tuvalete önceden hesaplanmış belirli zaman aralıklarında gitmek,
Diğeri ise ani sıkışmaları engelleyecek stratejiler geliştirmek
Kabızlığın engellenmesi
Kabızlık ani idrara sıkışmayı sık tuvalete gitmeyi arttıran olumsuz bir tablodur. Rektumda dışkının vermiş olduğu dolgunluk hissi hemen rektumun ön tarafında yer alan mesanede de benzer hisler meydana getirebilir. Mesanenin az bir miktarda idrarla dolmasına rağmen çok fazla idrarla doluymuş gibi bir his meydana gelmesine neden olabilir. Bu durumda hasta mesaneyi sık sık boşaltma isteği ile karşı karşıya kalır. Yiyeceklerimizdeki lifli gıdaların oranını arttırmak (günde 20-30 gr. kadar lifli gıda alımı) kabızlığı önler. Her kişinin kendine daha iyi gelen yumuşatıcı gıdayı bulması ve bunları diyette alarak kabızlığı önlemesi önerilir.
İlaçlar
Bazı insanlarda önleyici yöntemler yeterli olmamakta ve idrar kaçırmanın tedavisi için ilaç kullanımı gerekmektedir. Bu ilaçlara örnek olarak oxybutynin (üropan), tolterodin (detrusitol), fesoterodine (toviaz), solifenasine (kinzy, vesifix) ve darifenacine (emselex) gösterilebilir. Bu ilaçların başarısını arttırmak için mesane eğitimini yapmak çok önemlidir. Hasta ilaç kullanımı ile beraber mesane eğitimine de dikkat ederse başarı oranları artmaktadır.
Yukarıda sayılan ilaçların hastalara etkileri tamamen aynı değildir. Her hasta kendine uygun ilacı seçmek için bazen birkaç tanesini denemek zorunda kalabilir.
İlaç kullanımı bazı hastalarda geçici bir süre olur. Hasta semptomlardaki düzelmeden sonra ilaçları bırakabilir ancak çoğunlukla hastalar çok daha uzun süreler hatta bazen ömür boyu ilaçlar kullanmak zorunda kalabilir.
Botox
Botulinum toxin A (Botox) bir bakteri tarafından üretilen ve kasları felce uğratma özelliği olan bir toksindir. Mesane kaslarının istemsiz kasılmaları sonucu oluşan aşırı aktif mesane ve sıkışma tipi idrar kaçırma hastalığında kullanılabilir. Mesane kaslarına botox enjekte edilerek istemsiz kasılmalar azaltılmaya çalışılmaktadır. Birçok ciddi ve kontrollü tıbbi çalışmalarda idrar kaçırma sıklığının azaldığı rapor edilmiştir.
Botoxun haddinden fazla uygulandığı durumlarda mesanenin kasılması ve boşalma fonksiyonu üzerinde olumsuz etki yapabileceği düşünülmektedir. Böyle bir durum geliştiğinde temiz aralıklı kateterizasyon (TAK) adı verilen hastanın kendi kendine sonda uygulayarak mesanesini bir tüp vasıtasıyla boşaltmasının gerektiği durum oluşabilir.
Botoxun en eleştiriye açık yanı etkileri geçici olmasıdır. Toksin vücutta yavaş yavaş kayboldukça felç olan kasların işlevi geri dönecek ve mesane tekrar istemsiz çalışmaya başlayacaktır. Genel olarak 3-6 ay kadar süre sonra botoxun etkilerinin kaybolduğu düşünülmektedir.
İdrar inkontinası tedavisine botoxun yeri ve faydası olup olmadığı hâlen tartışmalıdır.
Diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen ve çok şiddetli şikayetleri olan hastalarda botoxun denenmesi önerilmektedir. Ancak etkilerinin geçici olması nedeniyle rutin kullanımda kabul edilmiş değildir.
Elektrik stimülasyonu (Elektrikle uyarılma)
Sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde birkaç tip elektrik stimülatör cihazı mevcuttur. Bunlar içinde ameliyatsız şekilde basit uygulanan cihazlar olabildiği gibi cerrahi yöntemle cilt altına yerleştirilen cihazlarda bulunmaktadır.
Ayaktan hastalarda uygulanan stimülatörler
Perkütan Tibial Sinir Stimulatörü: Cihaz, saç teli kalınlığında özel iğnelerin ayak bileğinden geçen Tibial sinir içerisine yerleştirilmesi ile çalışır. Tibial sinir omurilikte mesaneyi etkileyen sinirlerle beraber yan yana seyretmektedir. Elektriksel stimülasyon cihazı bu sinir boyunca sinyaller gönderir. Sinyaller ve tedavi sırasında hasta ağrı hissetmez. Bu uyarılar sayesinde hastanın sık idrara çıkma ve tuvalete yetişmek için çabalama semptomlarının azalması hedeflenir. Tedavi haftada 1 ya da 3 kez 6 hafta boyunca uygulanır. Literatürde %50’yi aşan başarılı sonuçlar bildirilmektedir. Yan etkisi yoktur. Özellikle ilaç tedavisine yardımcı olarak uygulandığında başarı oranını çok arttırmaktadır.
Cerrahi yerleştirilen stimülatör
Sacral nerve stimulator (sacral sinir stmülatörü) adı verilen bu cihaz, kalp ritmini düzenleyici piller büyüklüğünde bir cihazdır. Cihaz cilt altında kalça üzerine yerleştirilir. Cihazın kabloları sakral sinir adı verilen ve kalça kemiği üzerinde yer alan sinirlere yerleştirilir. Cihazın elektrik sinyalleri sakral siniri uyarır. Böylece mesaneye giden sinirlere de uyarı gönderilerek sıkışarak idrar kaçırma, idrara aşırı sıkışma, sık idrara gitme, idrar yapamama gibi hastalıkların önlenmesi amaçlanır.
Tedavinin nasıl işlediği konusunda bir fikir birliği yoktur ve etkinliği bilimsel olarak tam kanıtlanmamıştır. Ancak birçok hasta üzerinde çok olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir. İşlemin potansiyel riskleri cihazın yerleştirildiği yerde devamlı bir ağrı (kalçalarda ağrı), zaman içerisinde cihazın cilt altında yer değiştirmesi, cihazın enfekte olması gibi problemlerdir.
Stres tipi idrar kaçırma için tedavi
Pelvik kas egzersizleri
Kegel egzersizleri olarak da bilinen pelvik tabandaki kasları uyarıcı egzersizler stres tipi idrar kaçırmada ilk uygulanması gereken tedavi yöntemidir. Bu tedaviler sayesinde pelvik taban güçlendirilerek idrar kaçırma önlenmeye çalışılır. Ayrıca bu egzersizler sayesinde sıkışma tipi idrar kaçırmaya neden olan ani idrar sıkışmaları oluştuğunda egzersizlerin yapılması bu ani sıkışmaların önlenmesinde yardımcı olmaktadır.
Kegel egzersizleri tedavide ilk basamaktır.
Vajinal pesser uygulaması
Vajinal pesser, silikondan imâl edilen elastik vajen içerisine koyulan bir avuç içine sığabilecek büyüklükte lastik cihazlardır. Pesser stres tipi idrar kaçırmayı önleyebilir. Cihaz vajen içerisinde devamlı kalıcı bir şekilde yerleştirilir. İstendiği zaman çıkartılabilir. Vajende kaldığı süre zarfında idrar kaçırmayı önler.
Hasta cihazın düzgün yerleştirildiğinde varlığını hissetmez. Pesser vajen içerisinde devamlı kalan bir cihazdır. Periyodik olarak temizlenmesi ve yıkanması gereklidir. Vajen içerisine düzgün yerleştirilmediği zaman irritasyon yapması ve yaralara sebep olması görülebilir. Özellikle cinsel olarak aktif bayanlarda cinsel ilişki sırasında pesserin çıkartılması gerekmekte ve bu kişilerin pesseri kendisinin yerleştirmeyi öğrenmesi gerekli olmaktadır. Ancak düzgün kullanılabildiğinde çok aktif ve etkili bir cihazdır.
Elektriksel stimulasyon
Vajen içerisinden üretra etrafı sfinkter dokularına ve pelvik tabanı oluşturan kaslara elektriksel uyaranlar verilerek kaslar güçlendirilmeye çalışılır. Yeni nesil cihazlarla başarı oranı artmıştır. Genellikle haftada 2 kez 20 dakikalık seanslar uygulanır. %70-80 civarı başarı oranı bildirilmektedir. Hamilelerde, vajinal atrofi, vajinal enfeksiyonu olanlarda, pelvik organ sarkması olanlarda, kalp ritm bozukluğu ve kalp pili olanlarda uygulanmaz.
Manyetik sandalye uygulaması
Özel bir sandelyede üretilen manyetik dalgaların mesane ve pelvik taban kaslarında kasılıp gevşeme yaparak kasları güçlendirmesini amaçlar. Kegel egzersizlerini yapamayan hastalar için önerilir. Kullanımı kolay olmasına rağmen spiral kullanan, kalça protezi olan, kalp ritim bozukluğu olan hastalarda kullanılmaz. İlk raporlarda %80’e varan başarılar rapor edilmişse de uzun süreli izlemlerde popülaritesini kaybetmiştir. Haftada 2 kez 8-10 hafta süre ile uygulanır.
İlaç tedavisi
İmipramin (Tofranil) adı verilen antidepressan ilaç çocuklarda alt ıslatma tedavisinde de kullanılan bir tedavi yöntemidir. Üretral sfinkter (idrar yolu tıpası) tonusunun arttırdığı ve mesane kasının tonusunu azalttığı düşünülür. Başarı oranı düşüktür.
Duloxetin (Nexetin) Üretral sfinkter tonusunu arttıran en etkili ajandır. Bu ilaçta bir antidepressandır. 20 ve 40 mg dozlarda sırasıyla %55 ve %60 civarı etkinliği olduğu belirtilmiştir. Stress tipi idrar kaçırmada günümüzde ilk tercih edilen ilaç tedavisidir.
Cerrahi tedaviler
Stres tipi idrar kaçırmada en başarılı tedavi yöntemi cerrahi tedavilerdir. Yaşa bağlı olmaksızın %90-95 civarında başarı oranı bildirilmektedir. Stres tipi inkontinansının tedavisinde çeşitli cerrahi yöntemler denenmiştir. İlk olarak 1914 yılında Anterior Colporafi adı verilen basit ancak uzun dönem sonuçları yetersiz bir teknik tanımlanmıştır. 1965 yılında Burch operasyonu tedavi başarısını arttırmış ancak batın açılarak yapılan ve komplikasyon oranları yüksek olan bir yöntem olduğundan alternatif arayışlar devam etmiştir. 1991’de Burch operasyonu batın açılmadan laparoskopik yapılmaya başlanmışsa da stress inkontinans cerrahisindeki devrim Sling (askı) operasyonlarının geliştirilmesi ile olmuştur.
Sling operasyonları çeşitli evrimlerden geçmiştir. Günümüzde tüm Ürojinekoloji camiası tarafından kabul edilen ve önerilen yöntem TOT (Trans Obturatuar Tape) uygulamasıdır. İlk olarak 1997 yılında tanımlanan sling operasyonları kliniğimiz doktorlarınca 1999 yılından beri uygulanmaktadır.
Genel olarak çocuk doğurma ihtimali olan bir kadınlara cerrahi tedavi önerilmez. Özellikle vajinal doğumların, yapılan cerrahi üzerinde olumsuz etkisinin olacağı ve hastalığın tekrar etmesine neden olabileceği düşünülür.
Ancak sadece normal vajinal doğum değil, hamilelik de pelvik taban üzerinde olumsuz etkilere neden olarak cerrahi başarıyı olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden hamilelik planlamayan hastalarda cerrahi uygulanması önerilmektedir.
İdrar kaçırma (inkontinans) tedavisinde diğer yöntemler
Pedler
İnkontinans tedavisinde ped kullanımı bir çözüm değildir. Ancak bazı durumlarda gerekli olmaktadır. Adet kanamaları (menstural kanamalar) için üretilen pedler, idrar kaçırma için yeterli olmamaktadır. İdrar kaçırma için üretilen özel pedlerin kullanılması önerilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu da idrar kaçırma problemi olan hastalarda ped kullanımını karşılamaktadır. Hangi ped kullanılırsa kullanılsın önemli olan cildin kuru olarak korunmasıdır. Ayrıca idrarın rengi ve kokusuna dikkat edilmelidir.
Cildin idrar ile uzun süre teması irritasyona ve yanıklara daha sonrasında enfeksiyona neden olabilir. Bu durumda kötü kokulu idrar ve deride kötü koku meydana gelecektir. Böyle durumlarda acil tıbbi yardım alınması gerekmektedir.
Kateterler
Mesanenin tam olarak boşaltılamadığı durumlarda kateter (sonda) kullanımı gerekli olabilir. Kateter kullanımı idrar yolu enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Bunun dışında da bazı ciddi yan etkileri ve komplikasyonları olabilir. Özellikle uzun süreli kateter kullanımı örnek olarak özellikle son çare olarak kalıcı kateterlerin (sondaların) kullanımı uzun vadede önemli komplikasyonlar doğurmaktadır.
Kateter sadece geçici olarak mesaneyi boşaltmak için uygulanabildiği gibi kalıcı olarak uygulanması da mümkündür.
İdrar kaçırma tedavisinde sonda uygulaması bir çözüm değil ancak son çare olarak başvurulabilen bir yöntemdir. İdrarın devamlı dışarı alınması sayesinde kaçak ve kaçağa bağlı oluşabilecek deri irritasyonu ve enfeksiyonu gibi olumsuz komplikasyonların önüne geçmek için uygulanabilir.