Prostat Tedavisi
PROSTAT NEDİR?
Prostat, erkeklerde görülen idrar torbasının çıkış kısmında yer alan bir salgı bezidir. Prostatlar, meni içerisindeki sıvının belirli bir kısmını üreterek, erkek vücudunda işlev olarak üremeye yaramaktadır. Her sağlıklı erkekte bulunan prostat salgı bezi, ileri yaşlarda büyümekte ve nedeni bilinmeyen rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Prostat salgı bezi rahatsızlıkları karşımıza genellikle üç farklı grupta çıkmaktadır. Bunlar;
- BPH (İyi huylu prostat büyümesi)
- Prostatit (Prostat iltihabı)
- Prostat kanseri ‘dir.
Prostat genellikle bir cevizin büyüklüğü ve şeklidir ve yaşlandıkça büyür. Mesanenin altına oturur ve üretrayı çevreler tüp erkekler idrar yapar ve boşalır.
Prostat Kanseri günümüzde erkeklerde yaygın şekilde görülen bir kanser türüdür. Sadece erkeklerin prostat bezi vardır.
Prostat Nedir Ve Ne Görevi Vardır?
Prostat idrar kesesinin hemen çıkımında rektum dediğimiz kalın bağırsağın son kısmının önünde yaklaşık 17-20 gram ağırlığında kestane şeklinde ceviz büyüklüğünde bir salgı bezidir.
En önemli görevi meninin yani semenin yaklaşık %30 hacmini oluşturması ve prostatik asit fosfataz (PAP), prostat spesifik antijen (PSA), çinko (zn) gibi meninin sıvılaşmasını sağlayan bir takım maddeleri salgılamasıdır.
Menideki prostat sıvısı alkali olup ilişki sonrası vajene ulaştığında buranın asidik ortamı nötralize ederek hem semenin sıvılaşmasını sağlar hem de spermlerin vajende daha uzun süreli canlı kalmasına neden olur.
Sonuç olarak gebelik oluşmasında kritik görevi vardır. Ayrıca idrar yolunun idrar kesesinden sonraki bölümünü sarar ve idrar tutmaya katkıda bulunur.
Prostat Kanseri Nasıl Ve Neden Olur?
Prostat kanseri tümörü bir organda kontrolsüz atipik hücre çoğalması neticesinde oluşur.
Bu iki türlü gerçekleşir. Birincisi iyi huylu ya da habis olmayan tür olup çoğalma sadece kaynaklandığı organda olur ve kan yoluyla uzak organlara metastaz yapmaz.
Sadece bulunduğu ortamı ve komşu organları etkileyebilir. İkincisi ise habis olan tür yani halk arasında dişi olan tür olup hem kaynaklandığı organı hem de kan, lenf ve komşuluk yoluyla uzak organları istila ederek işlev bozuklukluklarına neden olur.
Tedavi edilmez ise ölümle sonuçlanır. Prostat kanseri prostatın dış kısmından (periferik zon) kaynaklanır.
Kanser hücreleri ilk zamanlar prostat içinde kontrolsüz çoğalır ve yapısal bir takım değişikliklere neden olur.
Daha sonra kan yoluyla öncelikle bölgesel lenf bezlerine, kemiğe ve sonrada uzak organlara sıçrar.
Tüm kanserlerde olduğu gibi prostat kanseri nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bazı faktörler sorumlu tutulmaktadır.
Temelde 3 faktör vardır. Bunlardan birincisi yaş olup yaş arttıkça prostat kanseri görülme ihtimale yükselir. İkincisi genetik yani kalıtımsal faktörlerdir.
Birinci derece akrabasında kanseri tespit edilenler yakından izlenmeli ve risk altındalardır. Babası, dayısı ya da amcasında prostat kanseri olanlar 40 yaş üstü yakın takibe alınmalıdır.
Üçüncüsü ırk olup siyah ırkta görülme ihtimali daha yüksektir. Ayrıca sigara, çevresel faktörler viral infeksiyonlar gibi bir çok faktör sorumlu tutulmaktadır.
Prostat Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseri belirtileri başlangıçta hiçbir şekilde belli olmayabilir. Hastalığın büyük çoğunluğu rutin kontroller ya da çekap sırasında muayene şüphe ya da (PSA) testi yüksekliği netice yapılan biyopsi sonucunda ortaya çıkar.
Kanserin ilerlediği durumlarda prostta kanserin büyümesine bağlı kesik kesik idrar yapma, idrar yapmada zorlanma, gece ve gündüz sık idrara çıkma, idrarda yanma, sürekli idrar hissi gibi gibi spesifik olmayan belirtiler olabilmektedir.
Hastalığın daha da ilerlemesine bağlı kemik ağrıları ve tuttuğu organa bağlı bir takım şikayetler olabilmektedir.
Bazen yukarı idrar yolunun tutulumuna bağlı böbrek yetmezliği, kemiklerin ileri düzeyde tutulumuna bağlı kemik kırıkları gibi ağır belirtiler görülebilmektedir.
Nadir de olsa sadece kemik ağrılarıyla gelen ileri yaş hastalarda prostat kanseri teşhisi konulabilmektedir.
Prostat Kanseri Tanısı Ve Teşhisi
Prostat kanseri dünyada özellikle ABD de erkeklerde en sık görülen kanserdir. Bu kanserlerin bir çoğunun tanısı rutin kontroller sırasında konulmaktadır. Buna prostat kanseri tanısı da dahildir.
Normal erkeklerde 50 yaş üstü, aile hikayesi olanlarda 40 yaş üstü olanlar değerlendirilmelidir. Değerlendirmede PSA testi ve rektal muayene çok önemlidir.
İkisinden birinde ya da her ikisinde anormallik var ise prostattan biyopsi yapılmalıdır. Biyopsi sonucunda prostat kanseri teşhisi yapıldıysa evre ve dereceye göre tedavi alternatifleri tartışılır.
Prostat Kanseri Tanısında Multiparametrik MRI (MPMRI) Ne Zaman Gereklidir?
Prostat kanseri dünyada özellikle ABD de erkeklerde en sık görülen kanserdir. Bu kanserlerin bir çoğunun tanısı rutin kontroller sırasında konulmaktadır.
Normal erkeklerde 50 yaş üstü, aile hikayesi olanlarda 40 yaş üstü olanlar değerlendirilmelidir. Değerlendirmede PSA testi ve rektal muayene çok önemlidir.
İkisinden birinde ya da her ikisinde anormallik var ise prostattan biyopsi yapılması gerekir. Biyopsi sonucunda kanser tespit edildi ise evre ve dereceye göre tedavi alternatifleri tartışılır.
Daha önce biyopsi yapılan ancak kanser tespit edilemeyen hastalarda halen şüpheli durum var ise yani PSA yüksek ya da muayenede problem var ise hastaya Multiparametrik Prostat MRI (MPMRI) yapılmalıdır. MPMRI neticesine göre yeniden biyopsi yapılıp yapılmayacağına karar verilebilir.
Füzyon Biyopsi Ne Demektir Ve Ne Zaman Yapılmalıdır?
Prostat füzyon biyopsi MPMRI görüntülerinin ultrason görüntüleriyle çakıştırılıp MPMRI daki şüpheli lezyonların yerinin tespit edilmesi ve sadece kanser şüphesi olan alandan biyopsi alınması işlemidir.
Normal biyopside prostatın 12 yerinden rastgele parça alınırken kanser atlanabilmekte ve tekrar tekrar biyopsi yapılması gerekmektedir.
Füzyon biyopside ise direkt şüpheli lezyondan biyopsi alınabildiği için kanseri yakalama oranı daha yüksektir.
Bu nedenle füzyon biyopsi son zamanlarda daha güncel hale gelmiştir.
Normal prostat biyopsisi makattan prostata girilerek ya da perineal (torbalarla makat arası) yoldan yapılmaktadır.
Prostat füzyon biyopsiyi biz perineal bölgeden yapmaktayız.
Bunun en önemli avantajı rektum gibi kirli bir alana girmeyip daha siteril şartlarda ciltten giriş yapılması ve infeksiyon ihtimalinin daha düşük olmasıdır. Rektal biyopsiler de ciddi sonuçlar doğuran infeksiyonlar olabilmektedir.
Prostat Kanseri Tanısı Yapılırken PSMA Sintigrafi Ne Zaman Gereklidir?
Prostat kanserinin tanısında değil daha çok doğru evrelemede PSMA sintigrafi daha hassastır. Prostat kanseri tanısı koymada biyopsi yeterlidir. Ancak evreleme için pelvik MRI/BT ve tüm vücut kemik sintigrafisi gerekir.
Kemik sintigrafisi ve MRI da aydınlatılamayan şüpheli lezyonlar var ise ve bu da hastanın tedavisini değiştirecek ise PSMA sintigrafi yapılması durumu aydınlatabilir.
Prostat Kanseri Ne Zaman Ve Nasıl Tedavi Edilir?
Prostat kanseri tanısı konulduktan ve evrelemesi yapıldıktan sonra düşük orta yüksek şeklinde risk sınıflaması yapılır. Ayrıca lokal, lokal ileri ve metastaik şeklinde de değerlendirilebilir.
Risk değerlendirmesi hastanın PSA sonuçlarına, patolojik değerlendirmenin derecesine(gleason skorlaması), tümör evresine, kemik ya da uzak organ yayılımının olup olmamasına göre yapılmaktadır.
Ayrıca hastanın bundan sonraki yaşam beklenti süresi, ek hastalıklarının olup olmaması tedavi seçeneklerini etkilemektedir. Hastalara temelde 4 seçenek sunulur.
- Aktif izlem
- Ameliyat (açık, robotik, laparoskopik)
- Radyoterapi
- Hormon tedavisi
Hasta düşük riskli ise( PSA 10 ng/dL nin altında, patolojik sınıflama (gleason) 6-7, 2 veya daha az odakta tümör varlığı, kemik sintigrafisinde tutulum yok, MRI/BT normal) hastaya ilk planda aktif izlem önerebiliriz.
Aktif izlemden kasıt hastayı yakın takibe almaktır. Her 3 ayda bir PSA takibi 1 yılın sonunda da yeniden biyopsi yapılır. Evrede ya da risk de değişiklik var ise hasta yeniden tedavi açısından risk sınıflamasına sokulur ve tedavi buna göre belirlenir.
Bu grup hastalar bazen akif izlemi istmemektedir. Bu durumda cerrahi tedavi ya da radyoterapi alternatifleri hastayla tartışılır. Düşük riskli hastalar hormonoterapi önerilmez.
Hastalar orta riskli ise ( PSA 10-20, patolojik skor 7-8, 3 den daha fazla tümör odağı, kemik sintigrafisi negatif, MRI/BT normal) Cerrahi tedavi ya da hastanın durumuna göre alternatif ışın tedavisi (radyoterapi), brakiterapi (lokalize ışın tedavisi), kriyoterapi önerilebilir.
Hastalar yüksek riskli ise (PSA 20 nin üstü, patolojik skor 9-10, kemik tutulumu+/-, MRI/BT +/- ) ise hasta lokal ileri ise cerrahi tedavi alternatif olarak ışın tedavisi ve diğer tedaviler önerilebilir. Ancak tedavi alternatiflerini belirlemede hastanın yaşı, yaşam beklentisi, hastanın kendi kararı çok önemlidir.
Hasta metastatik ise Hormonoterapi ya da uzak organlarda da metastaz var ise kemoterapi düşünülebilir. Hormona direnç geliştiğinde ise kemoterapi alternatifleri mevcuttur.
Prostat Kanseri Tedavi Çeşitleri
Prostat Kanseri Cerrahi Tedavilerinin Avantaj Ve Dezavantajları Nelerdir?
Yapılan bilimsel araştırmalara göre hastaların genel sağ kalımı, nüksetme oranı gibi onkolojik sonuçlar bakımından her üç yöntemin sonuçları birbirine benzerdir. Ancak idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kaybı açısından robotik ve laparoskopik cerrahi daha üstündür.
Ek olarak prostat kanseri tedavisi yapılırken robotik ve laparoskopik cerrahide hastalar işlerine daha çabuk dönmektedir.
İyi Huylu Prostat Büyümesi Kaç Yaşında Ortaya Çıkar?
Prostat erkeklerde idrar kesesinin altında, genç erişkinlerde 20 gram ağırlığında kestane şeklinde bir organdır. Görevi meniye prostat spesifik antijen (PSA) denen bir antijen sağlar ve bu meninin sıvılaşmasını sağlayarak gebelik oluşmasına katkıda bulunur.
Sonuç olarak prostat olmaz ise gebelik olmaz ve dolayısıyle üreme olmaz. Maalesef belli bir yaştan sonra önemli bir üreme organı olan prostatın hastalıkları oluşmaya başlar. Prostatın temelde 3 türlü hastalığı vardır.
Birincisi prostatit olarak adlandırdığımız prostat bezinin iltibı, ikincisi benin prostat hiperplazisi (BPH) yani prostat bezinin iyi huylu olarak büyümesi, üçüncüsü ise prostat bezinin kanserleridir.
Prostat iltihabı genellikle genç erişkinler ve aynı zamanda BPH’sı olan hastalarda görülürken prostat kanseri ve iyi huylu prostat büyümesi genellikle 50 yaş üstü erkeklerde görülür.
İyi Huylu Prostat Büyümesinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat belirtileri şu şekilde tespit edilebilir. Normal prostatın ortalama ağırlığının 17-20 gram olduğunu daha önce belirtmiştim. Yaşa, hormonal dengedeki zamanla gelişen değişikliklere, bir takım büyüme faktörlerine bağlı olarak prostatta iyi huylu büyüme meydana gelir.
Bu büyüme idrar yolunun mesaneden çıkışını tıkar ise idrar yapmada güçlüğe bağlı olarak idrar kesesinde ve daha sonra böbreklerde olumsuz bir takım değişiklikler meydana gelir.
İdrar kesesinde idrar yaptıktan sonra hiç idrar kalmaması gerekirken, tıkanıklığa bağlı idrar kalmaya başlar ve kese tam boşaltılamaz. Bu duruma bağlı idrar yolu infeksiyonları gelişebilir.
Hastada sık idara çıkma, idrar yaptıktan sonra damlama, gece sık idrara çıkma, idrar akış hızında zayıflama . idrar yaparken çatallanma, idrar yapmada zorlanma, kesik kesik idrar yapma gibi bir çok belirti verir. Hatta cinsel fonksiyonlarda bozulma yapabilir.
Bu belirtiler hafif olabileceği gibi orta ya da şiddetli de olabilir.
Genetik Faktörler Ve Beslenmenin Etkisi Var Mıdır?
İyi huylu prostat büyümesi nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, yaşın ilerlemesine bağlı hormonal dengenin bozulması, büyüme faktörlerinin aktive olması, en çok sorumlu tutulan nedenlerdendir.
Ayrıca hastalıkların çoğunda olduğu gibi iyi huylu prostat büyümesinde de genetik faktörler önemlidir. Ailesinde BPH olanlarda en az iki kat daha sık görülmektedir.
Bu nedenle ailesinde prostat büyümesi olanlar dikkatli olmalıdırlar. Çoğu hastalıkta olduğu gibi prostat hastalıklarının gelişimi ve devamın da beslenme direkt veya indirekt olarak etkili olmaktadır.
Yağlı beslenme alışkanlığı, alkollü-gazlı içecekler prostat hastalıklarını olumsuz olarak etkiler. Ayrıca çay, kahve, kola, enerji içecekleri,gibi kafein içeren içecekler idrarda sıvı atılımını artırdığı için aşırı tüketildiğinde prostat hastalıkları belirtilerinin artmasına neden olmaktadır.
Bu nedenle bu tür içeceklerden uzak durulmalıdır.
İyi Huylu Prostat Büyümesinin Tedavisi Nasıldır?
İyi huylu prostat büyümesi hastalığında esas olan büyüyen prostatın idrarın mesaneden çıkışını etkileyip etkilememesidir. Çok büyümüş bir prostat ciddi tıkanmaya yol açmazken daha az büyümüş bir prostat idrar çıkışını engeleyebilir.
Burada prostatın büyüklüğü ile hastalığın şiddeti arasında direkt bir ilişki yoktur. idrar çıkışı iyi olmadığında önce idrar kesesinin yapısı bozulur, sonra da böbrekler etkilenerek böbrek yetmezliğine hatta hastanın diyalize girmesine neden olabilir.
Bu nedenle prostat hastalıklarının erken tanısı ve tedavisi böbrek yetmezliğinin gelişimini önlemektedir. Prostat büyümesi tedavisi hastalığın şiddetine göre yapılır. 1. Hastanın çok az belirtileri var, mesaneyi ve böbreği bozmamış ise bu hafif prostat belirtileri olarak değerlendirilir.
Tedavi olarak günlük 1.5 -2 litre sıvı alımı önerilir ancak gece sık çıkmaları azaltmak için yatmadan 2 saat önce sıvı alımı durdurulur. Zarar verecek yiyecek ve içeceklerden uzak durması gerektiği söylenir.
2. Orta derecede belirtileri olan hastalardır. Bu durumda idrar kesesinin bozulmasına bağlı gece ve gündüz sık idrar çıkma, idrarda çatallanma, idrar sonunda damlama, idrar akımında azalma gibi orta derecede belirtiler vardır.
Bu durumda prostatın kaslarının gerginliğini azaltan ve prostatı küçülten ilaçlar kullanılır. 3. Ciddi derecede prostat hastalığı belirtileri olan hastalardır.
Bu durumda hem mesane hem de böbrek etkilenmiş, idrar kesesini tam boşaltamıyor, taşma şeklinde idrar kaçırıyor olabilir. Ayrıca gece ve gündüz çok sık idara çıkma belirtileri vardır. Bu durumda tedavisi cerrahidir.
Cerrahi yöntem hastanın yaşı, genel durumu, prostatın büyüklüğü gibi durumlara bağlı olarak belirlenir. Amaç idrar çıkışına neden olan iyi huylu prostat büyümesinin ortadan kaldırılmasıdır.
Hasta yaşlı, kan sulandırıcılar kullanıyor ise kanama ihtimali daha az olduğundan lazerle prostatın alınması önerilebilir. Standart cerrahi tedavi TUR ameliyatlarıdır. Prostat çok büykse (100 gramın üstü). Açık cerrahi uygulanabilir ve en iyi yöntem olabilir.
Ancak günümüzde teknolojinin gelişimi ile çok büyük prostatlar bile TUR ile yani kapalı yolla tedavi edilebilmektedir. Ayrıca kriyoterapi, termoterapi, prostatik stent yerleştirilmesi, HİFU gibi daha az kullanılan cerrahi yöntemler mevcuttur.
İyi Huylu Prostat Cinsel Hayatı Etkiler Mi?
İyi huylu prostat büyümesi hastalığında belirtilerin derecesine bağlı olarak cinsel hayat olumsuz olarak etkilenebilir. Hastalığın belirtilerinden cinselliği düşünemecek hale gelir.
Araştırmalara göre hastalık tedavi edildiğinde cinsel fonksiyon da buna paralel olarak eski yerine gelmektedir. Diğer taraftan hem ilaç tedavileri hem de ameliyatlar cinselliği az da olsa etkileyebilmektedir.
Ancak sertleşmeyi etkilemesi %1’in altındadır. Hastalık nedeniyle ilaç kullananların %10-30’unda ilaç kullanımına bağlı meni dışarıya çıkmayabilmektedir.
Bu durum sertleşme ve orgazmı etkilemez, sadece meni dışarı çıkmaz. İyi huylu prostat büyümesinde yapılan prostat ameliyatlarında prostatın sadece tıkayan kısmı alındığı için sertleşmeyi sağlayan damar ve sinirler bundan etkilenmez ve sertleşme bozukluğuna neden olmaz ancak meni %30 -70 dışarı çıkmaz ve idrar kesesine kaçar.
Bu durum sağlık açısından bir problem oluşturmaz ve orgazmı etkilemez.
Beslenme Önerileriniz Nelerdir?
Hastalıkların çoğunun düzenlenmesinde beslenme ve sıvı dengesi çok önemlidir. İyi huylu prostat büyümesi hastalığında da öncelikle beslenme alışkanlıklarının ve sıvı alımının düzenlenmesi gerekir.
Öncelikle günlük mevsim ve hava durumuna göre 1.5-2 litre sıvı tüketimi böbrek fonksiyonları ve idrar yolu enfeksiyonu gelişmemesi için önemlidir. Ancak sıvı alımının yatmadan 2 saat önce kesilmesi önerilir.
Aksi takdirde gece idrara çıkma sıklığı artar ve konforu bozar. Günlük 5-10 porsiyon meyve ve sebze tüketimi özellikle A ve D vitamini alımı açısından önemlidir. Likopen yapılan bazı çalışmalara göre prostat hastalıklarını önlemede önemlidir ve en çok domateste bulunur.
Bu nedenle domates tüketimi önerilir. Omega-3 yağ asidi bakımından zengindir ve beslenmede yer almalıdır. Yağlı soğuk su balıkları ve keten tohumu iyi omega-3 kaynağıdırlar. Yaklaşık 30 gram badem, ceviz fındık alımı faydalıdır.
Yukarıda da belirttiğim gibi aşırı yağlı diyetlerden, alkollü, gazlı içeceklerden, şekerli besinlerden, yağlı etlerden, kızartmalardan uzak durmalıyız.
Prostat Biyopsisi Alınırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Prostat biyopsisi alınırken prostat biyopsisi (prostattan parça alma) hakkında bilinmesi gerekenleri sizlere aktarmaya çalışacağım.
Değerli Okurlarım,
Bu günkü yazımda erkeklerde en sık görülen kanser olan prostat kanserinin teşhisi için gerekli olan prostat biyopsisi (prostattan parça alma) hakkında bilinmesi gerekenleri sizlere aktarmaya çalışacağım. Prostatta kanser olup olmadığını anlamak için biyopsi yapılması ve alınan parçaların patoloji uzmanı tarafından incelenmesi zorunluluktur.
Biyopsinin alınma yöntemleri hem doğru teşhis koyma açısından hem de biyopsi sonrası gelişebilecek komplikasyonlar açısından çok önemlidir.
Prostat bezi, idrar kesesinin hemen altında rektum dediğimiz kalın barsağın son kısmının hemen önünde yaklaşık 20 gram ağırlığında kestane şeklinde bir organdır.
Görevi meniye PSA, PAP, çinko gibi bir takım maddeler vererek spermin yumurtayla birleşmesine katkıda bulunmaktır. Hem meni yolu hem de idrar yolu prostattan sonra ortaktır.
Üreme için en gerekli organlardan biri olan prostat bezinin hastalıkları tüm yaş gruplarında çok sık görülmektedir. En sık görülen prostat hastalıkları iltihapları, iyi huylu prostat büyümesi (BPH) ve kanserleridir.
Prostat kanseri erkeklerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’inde en sık Türkiye’de 2. sıklıkta görülen kanserdir. Bu kadar sık görülmesine karşın patolojik tipine göre değişmekle birlikte yavaş seyirlidir ve uzun yıllar yaşama şansı verebilir.
Teşhisi aile hikayesi olanlarda 40 yaş üstü olmayanlarda 50 yaş üstü kanser taraması sırasında konulmaktadır. Birinci derece akrabasında prostat kanseri olanlar erken tanı açısından mutlaka taramadan geçirilmelidir.
Prostat kanseri teşhisi için başlangıçta kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi, parmakla rektal muayene yapılır.
PSA yüksek, muayenede şüpheli bir durum var ise, ya da psa normal olsa bile muayenede şüphe var ise prostattan biopsi ile parça alınarak patolojik incelemeye gönderilir.
Muayene normal psa yüksek olsa bile prostattan parça alınması gerekir.
Prostat biopsi işlemi normalde ultrason ile rektal (makat) yoldan prostatın 12 yerinden rastgele iğne ile yapılır. İki biyopsi alanında kanserojen doku var ise iğnenin rastlamama şansı vardır.
Normal biyopsilerin önemli bir kısmı bu nedenle negatif gelmektedir. Bu durumlarda magnetik resonans görüntüleme (MRI) devreye girmektedir.
Günümüzde 3 tesla MRI cihazları ile prostat taraması yapılmakta (multiparametrik prostat MRI) kanser olması muhtemel alanlar tespit edilmektedir.
Daha sonra özel ultrason cihazlarıyla bu MRI görüntüleri ile ultrason görüntüleri birleştirilmekte ve sadece şüpheli alanlardan biyopsi alınabilmektedir. İşte biz bu işleme “prostat füzyon biyopsi” diyoruz.
Prostat füzyon biyopsi normalde rektal yoldan yapılmakta ve rektumdaki kirli ortam prostatı iltihaplandırmakta ve hastaların yaklaşık %3-10’u ciddi prostat iltihabı (prostatit) ve sepsis riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Bu durum hayatı ciddi derecede tehdit edebilmekte hatta bazen ölümle sonuçlanabilmektedir.
Bu riski en düşük seviyeye düşürmek hatta ortadan kaldırmak için biz bu işlemi torbalar ile anüs arasından rektuma hiç girmeden yani perineal yolla gerçekleştirmekteyiz.
Bunun için bu bölgeye füzyon biyopside bize klavuz olacak bir aparat yerleştiriyor ve biyopsileri buradan şüpheli alanları hedef alarak gerçekleştiriyoruz. Bütün bu işleme ise” Perineal prostat füzyon biyopsi” demekteyiz.
Prostata makattan girilmediği için bu yöntemde infeksiyon ihtimale sıfıra yakındır. Ek olarak bu yöntemle prostatın bütün odaklarına ulaşıp parça almak kolaydır.
Sonuç olarak PSA yüksekliğinde, makattan muayenede şüphe varlığında, aile hikayesi varlığında multiparametrik prostat MRI yapılmalı ve gereğinde perineal füzyon biyopsi yöntemi tercih edilmelidir.
Perineal prostat füzyon biyopsi tolabilitesi kolay, infeksiyon riski en az ve prostatın tüm odaklarından parça alabildiğimiz bir yöntemdir. Bu nedenle prostat kanseri kesin teşhisini koymak için bu yöntemi önermekteyiz.